Kaatı’, kâğıt veya deri üzerine çizilmiş yazı veya tezyini motifin özel bir keski ile oyulması ile icra edilen bir süsleme sanatıdır. Türk kâğıt oyması olarak tanımlanan bu sanat, İslam dünyasına Orta Asya kanalından geçerek girmiştir. Tarihçi Gelibolulu Mustafa Âli “Menakıb-ı Hünervaran” adlı eserinde kâğıt oyma sanatının ilk temsilcisinin XV. yy da yaşamış Herat’lı Abdullah Herevi Kaatı olduğunu belirtir. Erken Osmanlı dönemi kâğıt oyma sanatı hakkındaki bilgiler oldukça sınırlıdır. XVI. yüzyıl tezyini sanatların zirve olduğu bir dönem olmuş, kâğıt oymacılığı da özellikle Kanuni Sultan Süleyman zamanında en parlak dönemini yaşamıştır. XVII. yy’da üretilen eserler XVI. yy’ın devamı niteliğinde, XVIII ve XIX yüzyıllarda diğer sanat dallarında olduğu gibi batı zevkinin etkisi altında kalınmış, vazo içinde çiçek figürleri ve oyma yazı türünde eserlerle canlılığını sürdürmeye devam etmiştir. XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ise ekonomik, sosyal ve askeri sebepler dişi oyma tekniği ile yapılan yazı-resim tarzındaki hat levhaları ile sınırlı kalmış, XX. yüzyılın ikinci çeyreğinde neredeyse tamamıyla terkedilmiştir. Unutulan bu sanat, 1920 li yıllardan itibaren Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver’in kişisel çalışmaları ile yurt içi ve yurt dışı kütüphane ve müzelerdeki araştırmalarıyla tekrar gün yüzüne çıkarılmaya çalışılmıştır. |