Kültürümüzde saygı sadedinde cenaze için türbe yapımına özel bir önemin atfedildiği malumdur. Vefat eden şahsiyetin kutsiyeti nispetinde farklı tip ve ölçülerde abidevi mezarlar inşa edilmiştir. İslam düşünce tarihinde önemli bir isim olan Mevlânâ Celaleddin Rûmi için de vefatının ardından Konya’da devrin mimari ve tezyînî özelliklerini ihtiva eden abidevi bir mezar yapısı inşa edildiği bilinmektedir. Mevlânâ Celaleddin Rûmi, 1273 yılında vefatının ardından, babası Bahâeddin Veled’in (ö. 1231) kabrinin bulunduğu bahçeye defnedilmiştir. Mimar Bedreddin tarafından 1273-1274 yıllarında inşa edilen ve on ay gibi bir sürede tamamlanan bu türbenin biçimi ve özelliği konusunda; Selçuklu veya Karamanoğlu Dönemi’ne ait olduğu yönünde farklı rivayetler bulunmakla birlikte elimizde net bir bilgi yoktur. Günümüzde mermer sandukanın üzerinde ahşap sandukanın bulunması ve üzeri pûşide ile kaplı olmasından dolayı bahse konu müzeyyen ahşap parçaları görmek mümkün değildir. Ancak sanduka üzerindeki pûşidenin kaldırılması ile görebilmek mümkündür. Bir dönem Dergâhın önemli bir parçası olarak değer gördüğünü düşündüğümüz ahşap parçalar, bugün gözlerden uzak bir şekilde muhafaza edilmektedir.